Restoranlar hepimizin günlük hayatının büyük bir parçası olan işletmeler. Bir kahve molası, iş arasında bir öğle yemeği ya da dostlarla bir akşam sofrası için sıkça restoranları ziyaret ediyoruz. Peki ‘ İlk Restoran Ne Zaman Açıldı ? ‘ , ‘ Tarihteki İlk Restoran Nerede Açıldı ? ‘ , ‘ İlk Restoranı Kim Açtı ? ‘ . Bu soruların cevabı yazımızda!
Restoranlar, yalnızca gıda ihtiyacımızı giderdiğimiz yerler olmaktan çıkalı çok oldu. Dünyada özellikle 1990 sonrası dönemde ayırdına iyice varılan ve eksikliği hissedilen ‘sosyalleşme ihtiyacı’na cevap veren restoranlar artık lezzetli yemekler, şık ambiyans, üstün hizmet kalitesi, sosyal ortam, konfor gibi kavramların hepsiyle bağdaşmış durumda. Fakat bu her zaman böyle değildi.

Modern restoranların çıkışından önce yolcuların veya dışarıda vakit geçirenlerin gıda ihtiyaçlarını karşılamak adına yemek sunan işletmeler mevcuttu. Tarihi filmlerde sıkça gördüğümüz, tek veya iki çeşit yemek çıkan ve müşterilerine seçme imkanı vermeyen ‘hanlar’ , restoranların ortaya çıkışından önce insanların yalnızca beslenme ihtiyaçlarına hitap eden işletmelerdi.
Peki ilk restoran ne zaman açıldı?
İlk Restoran Ne zaman Açıldı?
Marco Polo Ne anlatıyor? , Tarih: 1280 , Yer: Çin

Pek çok kaynak bize 1766 yılını işaret etse de, aslında tarihteki ilk restoranla alakalı 3 rivayet var.
Marco Polo, 13. Yüzyıl dünyasına bizim için ışık tutarken Çin seyahatlerinde gördüğü restoranları da yazmayı unutmamış. Tıpkı bugünkü gibi yiyecek&içecek menülerinin olduğu ve garsonların masaya servis yaptığı restoran sisteminden bahsettiği gezi defterlerinden, aslında Boulanger’den 5 asır önce ilk restoranların temeli atılmış diyebiliriz.
Her ne kadar elimizde bu konuyla ilgili Marco Polo’dan başka pek de kaynak ve kapsamlı bilgi olmasa da en azından restorancılık fikrinin temelleriyle ilgili bize biraz fikir veriyor.
Modern restorancılık ve Boulanger

Çin’den çok sonra, 18. Yüzyıla geldiğimizde, bugünkü anlamıyla modern restoranların temeli; Paris’te, yaptığı çorbaların sağlığa iyi geldiğini iddia ederek açtığı çorbacıya ‘Restaurers’ adını veren Boulanger adında biriyle atıldı. Bu yeni fikir herkes tarafından hoş karşılanmasa ve özellikle loncalar tarafından ‘işlerinin elinden alınacağı’ endişesiyle engellenmeye çalışılsa da Boulanger işine devam etti, modern restoranların temelini atıyor olduğunu hiç fark etmeden.
Konuyla ilgili üçüncü bir hikayeyse yine 18. Yüzyıl Paris’ine uzanıyor. Üstelik Boulanger’a karşı çıkanlardan birinin, Mathurin Roze de Chantoiseau başrolü üstlenmesiyle.
Chantoiseau, yine ‘sağlığa iyi geldiği’ iddiasıyla hazırladığı et ve sebze reçetelerini 1766’da açtığı restoranla piyasaya çıkardı. Bu yenilikle birlikte sağlıklı beslenme konusunda bir aydınlanma yaşandığı ve bu restoranın sağlıklı besin odaklı restoranlara öncülük ettiği de söylenir.
Ne var ki, bu rivayetler savaşını kazanarak tarih kitaplarında ‘ilk restoranın kurucusu’ olarak anılan isim Boulanger oldu. Pek çok kaynak diğer hikayelere değinmeksizin hala Boulanger’in hikayesini referans alır.
İlk lüks restoran açılıyor!

İnsanın içinde lüks arayışı her zaman var. Bundan tam 240 yıl öncesine, 1782 Paris’ine uzandığımızda, Fransız mutfağına getirdiği düzenlemelerle bugünlere mal olmasını sağlayan şef Antoine Beauvilliers, La Grande Taverne de Londres’i açtı. Fransızların yemeği ne kadar sevdiklerini hepimiz biliyoruz, fakat bu lüks restoranla birlikte restorancılık alanında bir eşeği daha aşmış oldular. La Grande Tavernes, o dönemde ‘Şık bir salon, kibar ve akıllı garsonlar, üstün mutfak kabiliyeti ve seçkin yemekler’ olarak tanımlanarak bugünün lüks restoranlarının atası unvanını çoktan hak etmişti.
Tabii şef Antoine Beauvilliers’in, dönemin kralının kardeşinin evinde pastacılık yapan bir Fransız olduğunu düşünürsek, bu lüksü hayal edip uygulamasının çok da zor olmadığını da kavrayabiliriz. Ayrıca kendisi Fransız mutfağının kaynak kitaplarından biri olan L’Art du Cuisinier’in de yazarı olarak tarihteki ilk lüks restoranın kurucusu unvanı için de biçilmiş kaftan.
1280’lerin Çin’inden 1782’lerin Paris’ine uzanan uzun yolculuk sonrasında ortaya çıkan bugünkü anlamıyla modern restoranlar, işte bu atılımlar sonrasında yalnızca beslenme ihtiyacını gideren işletmeler olmaktan çıktı ve günlük yaşamın tam ortasında pek çok sosyal ihtiyacı karşılayan yerler haline geldi. Emeği geçenlere selam olsun.
Bunlara da Göz Atın;