Turizm ve otelcilik birbirinden ayrılmayan iki kavram. Peki turizmin gerçek temsilcileri gerçekten oteller mi?
Zihinlerimizde turizm kelimesiyle bağlı birçok farklı kelime ve anlam vardır. Bunlardan bir tanesinin otel olduğunaysa şüphe yok. Son yıllarda hızlanan teknoloji ve küreselleşmeyle pek çok yeni turizm çeşidi türemiş ve gelişmiş olsa da Turizm ve Otelcilik o kadar iç içe geçmiş iki kavram ki zihinlerimizden okullarımıza kadar her yerde beraber anılıyorlar. Elbette otelcilik ve konaklama turizmin ayrılmaz parçalarıdır. Fakat bu yazıyı yazma sebebim, turizmin can damarının otelcilik olduğu kanısının değişen dengelerle birlikte nasıl hatalı bir yaklaşım olduğunu anlatmaktır.
Gastronomi turizminin hızla yükseldiğini bilmeyenimiz yoktur. Global yiyecek&içecek pazarının git gide büyüyen hacmi, sürekli artan gastro turist sayısı ve tüketim alışkanlıkları bunu tetikleyen ve sürdüren etmenlerden birkaçı. Hal böyleyken bazı verileri paylaşarak neden gastronomi turizminin turizm sektörünün can damarı olduğunu açıklayayım.

Global yiyecek&içecek pazarının büyüklüğünü ve gastro turist sayısını geçen hafta konuşmuştuk. Bunlar bir yana, Avrupa kıtasında yapılan (Türkiye’nin de dahil olduğu) bir araştırmaya göre turizm sektöründe istihdam açısından gastronomi sektörünün ülke ekonomisine katma değeri %70 seviyelerindeyken konaklama sektöründe bu oran %30’larda. Bu da demek oluyor ki turizm camiası olarak farklı şeyler düşünmeye başlamamız gerekiyor. Yani artık yiyecek&içecek işletmelerimizin standartları uluslararası seviyelere çıkmalı ve orada tutunmalı. Aksi halde turizm sektöründe ekonomik bir sürdürülebilirlik mümkün olmayabilir.
Misafir yönelimlerinin değiştiği, lüks tüketimin ve kaliteli olanın arandığı ve tercih edildiği günümüzde Türkiye’nin ve özellikle İstanbul’un bir restoran mezarlığı olduğunu haftalardır konuşuyoruz. Bugünkü veriler ışığında bu sözleri tekrar ettiğimizde aslında yol haritamız açıkça ortaya çıkıyor. Turizmde büyüme ve gelişmenin en kestirme ve mümkün yolu gastronomi turizmini sahiplenmek ve yiyecek&içecek işletmelerine hizmet kalitelerini tahsis etmek de dahil her alanda yatırımlar yapmak, bunu yadsıyamayız. Bu olmadığı takdirde bahsini sürekli açtığımız turizmdeki büyüme potansiyeli doğrultusunda düşlediğimiz rakamları asla yakalayamayız.
Sözün özü devir değişti ve artık yeni ufuklara yelken açmamız gerekiyor. Turizmde gelişen bir çok kol var bu doğru fakat bu kollarda yapılan harcamaların büyük bir kısmı yeme/içmeye ait. Üstelik Gastronomi Turizmi adında sürekli gelişen ve trendleri değişen bir turizm başlığı da mevcut. Dolayısıyla artık zihinlerimizde turizm kelimesiyle akla gelen ilk şey otel değil restoran olmalı. Günümüzde turizmin gerçek temsilcileri, şüphesiz, restoranlardır.